Fanatizm

Gündem çok yoğun. Türkiye'deki normal yoğunluktan bile fazla bir durumda. Alışılmışın dışında bir heyecan ve duygu yükselmesi gayet kolay anlaşılabiliyor. Ama bazı şeylere dikkat etmek lazım çünkü fanatizm kötüdür, fanatizm insanın gözünü kör eder.

Afrin operasyonuyla birlikte Türkiye yeniden büyük bir bütün haline geldi, tabii tam anlamıyla değil, belki de olması gerektiği gibi bile değil. Fakat bizim millet olarak özelliğimiz bu, dış bir tehdit olduğunda birleşmemiz her zaman daha kolay oluyor çünkü aslında sorun kendimiziz. Kendimizle uğraşmaktansa dışarıdaki bir düşmana cephe almak, bizim, her zaman ilk tercihlerimizden biri oldu.

İşte bu tercih kısa vadede hedefe ulaşsa da, bir anda birleşebilmek gibi, uzun vadede gündem nispeten durulduğunda, ülkenin içinden çıkan tezek kokusunu yine algılamaya başladığında aslında ülkede toplum olarak değişmediğimizi anlıyorsunuz. Her yer de fanatizm var. Her düşüncede, her davranışta fanatizm var. Eğer bir kişiye inanılmış ve güvenilmiş ise o kişi artık ona güvenen insanlar tarafından sorgulanılmamaya başlanıyor. Ne diyorsa ona göre cephe alınıyor veya ne dediği hemen doğru kabul ediliyor. Bunu biraz açayım. Ülkemizin parlementer sisteminde bir iktidar ve bir ana muhalefet var. Yani iki tane en çok oy alan parti. İktidar mecliste daha çok güce sahiptir; muhalefet iktidarın doğrularını, yanlışlarını araştırır ve iktidara sorular sorar. Olması gereken budur. Peki Türkiye'de nasıldır? İktidar x bir konu hakkında y demiş olsun, muhalefet o fikir ne olursa olsun -y der. Fikrin tartışılması genelde iki saat falan sürer, bundan sonra milletvekilleri birbirine hakaret eder, kim daha çok vatan haini yarışması yapılır.


Yani aslında ortada dönen muhabbetin yüzde doksanı boştur, iktidar dediğini yapar, muhalefet de eli boş kem küm ederek yavaşça yerine oturur. Bu durum sürekli tekrar eder, eder de eder. Bitmez. Ama buna alıştık, bunu kanıksadık. Asıl sıkıntı, halkın bu siyasetçilerin boş sözlerini çok ciddi bir fanatizmle takip etmesi. CHP'lisi kendini mutlak haklı görür, AKP'lisi de mutlak haklı görür bu gereksiz, it dalaşına benzeyen tartışmalarda ve bu fanatizm herkes için büyük risktir. Nedeni, asıl gerçeğin ya da asıl önemli olan şeylerin önemini yitirmesidir, konuşulmaya zaman bile bulamamasıdır yahut bilerek göz ardı edilmesidir.

Hiçbir insan, hiçbir düşünce sistemi, hiçbir politik görüş, hiçbir siyasi parti arkasından bir fanatizmle desteklenecek kadar doğru kuruluşlar değillerdir. Çünkü bütün partiler politik davranmak zorundadır ve politik davranan herhangi bir şey asla körü körüne kabul edilecek davranışlar veya yönelimler sergilemezler. Peki bu muhafazakar kesimdeki parti aşkı, dava aşkı nereden gelmektedir? Nasıl bu kadar reislerine bağlı olabilmektedirler? Bu başka yazının konusu ama bu sorular her zaman sorulması gereken sorular.

Politik davranmak nedir? Köşesiz olmak demektir bir yandan çünkü destekçilerini kaybetmek istemezsin(oy lazım), bazen ona buna sallamaktır çünkü karşına bir rakip lazımdır. Yani amacın neyse ona uygun davranmaktır. Biraz makyavelizmdir, biraz omurgasızlıktır. Yani en azından günümüzde böyle.

Neyse, hanımlar, beyler benden bu kadar. Baya uzun oldu yazalı, paslanmışım. Bundan sonraki yazılarda görüşmek üzere.

Yorumlar