Tutunamayanlar Yalanı

Ben genellikle sevdiğim konuları insanlarla konuşmakta eksiklik yaşayan bi insanım çünkü sevdiğim konuları seven insan bulmak zor. Fantastik eserler seviyorum örneğin ama bulduğum insan sadece Yüzüklerin Efendisi izlemiş mesela. Türle alakası bu seviyede ya da Harry Potter hayranı. Yani oturup 2 saat muabbet edebileceğim insan bulmakta zorluk yaşıyorum. Ya da oyunlar. Oyun konuşamıyorum mesela ben bu dünyada abi. Ya cs’ci ya lolcü ya da sadece bazı oyunları oynamış yeteri kadar bilgisi yok. Bi de oyunları kültür öğesi gibi görmeyip dümdüz oynayan insan tipi var. Ona yapacak bi şey yok pek.

Ama arkadaş, yok ya! Yok valla yok! Şu kitabı okumayan bi insan evladı yok anasını satım. Kime sorsam “Aa ne kadar güzel kitap, ben de okudum onu(kitaptan güzel bi söz okuyarak devam eder bunlar.)” diyor. Koskoca ülkedeki kitap okuma oranı altı kişide bir ama kitap çok satanlardan inmiyor. Hadi Grinin Elli Tonu falan olsa, gam yemicem. Gıkım çıkmıcak ama bu kitap olunca ben bundan kıllanıyorum. Kürk Mantolu Madonna gibi bir şey oldu bu kitap. Herkesin alıp kahveyle fotoğrafını paylaştığı ya da orada burada okur gibi görünüp kenara attığı ama herkese okundu diye 
söylenen başucu kitabı oldu.

Neden mi böyle diyorum? Çünkü bu kitap, asla herkes tarafından okunacak bi kitap olmayacak.

Zaten öyle olsun diye yazılmış. Herkes okumasın, kitabın sonuna kadar dayanabilecekler okusun diye. Bir nevi test. Kitap kendi okuyucusunu seçiyor, ancak uslu bir çocuk olan veya sıradan bir okuyucu olmayan biri bu kitabı bitirebilir.

Bu kitabın böyle olmasının ana sebebi, okuyucuyu kitaptan uzaklaştıran üslubu. Postmodernizm akımı diye geçiyor. Özelliklerinden bazıları, okuru kitaba entegre etmeme ve sürekli bu kitabın bir kurgu olduğunu okurun yüzüne vurma. Sizi sürekli ayık tutan yüze çarpılan soğuk su gibi. Bir iki saniye uyuyor gibisin ama ani bir şok ve aa bir bakmışsın o eski uykunun yerinde yeller esiyor. Yani öyle herkesin okuduğu aksiyon romanları gibi sizi alıp başka diyarlara götürmüyor. Yatarak okuduğunuz kitabın dışındaki dünyadan soğuk bir çıplaklıkla sizi karşılıyor. Kitap, Orta Dünya’dan değil, Tamriel’den değil ya da gerçek gibi olan ama gerçek olamayacak kadar fantastik olan ve Dünya’da geçen olaylardan değil. Saf ve çıplak olarak Dünya sunuluyor size.

Ee haliyle okumak zorlaşıyor. Bi bakmışsınız kitaba dalıyor gibisiniz, karakterlerle yaşıyor gibisiniz ama sonra puff. Araya bi bölüm sokar yazar ve  bir önceki sayfadan çok alakasız ama çok alakalı yerlere götürür sizi.

Anlattıklarım tamamıyla Tutunamayanlar’da mevcut. Bu özelliklerin hepsini taşıyor ve bu yüzden okunması cidden zor bi kitap. 

Sadede gelirsek…

Gerçek o kadar açık ki. Ey insanlar, okumadığınız kitapları okuyor gözüküp bi arpa boyu yol katedemezsiniz. Sadece yapay statü kazanırsınız. Bi iki şaşırma nidaları duyarsınız, iki üç insanın gözünde entel imajı çizersiniz ama dışı güzel içi tatsız bir domates gibi olur çıkarsınız. Böyle gereksiz işlere gerek yok.

Ha bi de…

Eğer cidden okuyacaksanız, Türk edebiyatının yön değiştirmesine tanıklık etmek için okuyun.

Yorumlar