Bilinçaltının Fonksiyonu


Have a nice day !

Yaptığımız her hareket, takındığımız beden dili, bir düşünce ile başlar.
Bu kural herkes için geçerli, her hareket ardında düşünceleri barındırır.


Bilinçaltı, tıpkı bir bilgisayarın işletim sistemi gibi.
İşletim sistemi olmazsa, hiçbir fonksiyon çalışmaz.
İşletim sistemi, bilgisayarın tüm gereçlerini kontrol edip, gereçlerin işlevlerini anlamlı ve doğru hale getiren kodlar silsilesi. Bilgisayarınıza yüklediğiniz anda bilgisayar gerçek işlevini kazanıyor. Ek olarak başka programlar yükleyip daha farklı fonksiyonlar için de kullanıyorsunuz. Siz farkında bile olmadan bu sistem içerisinde elektronik sinyaller gidip geliyor.



Bilinçaltı: Hafıza, alışkanlıklar, inanç ve bu gibi bilgiler üzerinden beden dilinizi programlıyor.
Bu nedenle kişinin beden dilini okuyabilmeniz aynı zamanda onun bilinçaltına girebildiğiniz anlamına geliyor.
Beden dilini okumak karşındakini, kendisinden daha iyi tanıman demek.
Eğer beden dilini okuyabilirsiniz, karşındakinin bile fark etmediği derinliklerini görebilirsin.



Bilinçaltının Birinci Fonksiyonu: Zihini çevresel ve gen etkenlerine göre programla.
Bilinçaltında seviyesinde düşünceler birbirini tekrar ederek programlanmıyor. Hücre yapısında oluşan nörolojik aktivite ile çalışıyor. Milyonlarca hücreden oluşan bedenimiz de bu durumda, haliyle direkt bilinçaltımızın etkisinde.

Burası çok önemli: Bu da sağlığımızın gerçekten de zihnimizle birebir etkileşim içinde, ayrılamaz bir bütün olduğunu gösteriyor. Zihnin durumu, sağlığın iyi ya da kötü olduğunun göstergesi.



Şöyle düşünün; hayatınızda kötü bir tecrübe yaşadınız, bilinç bu tecrübeyi alıp bilinçaltına işlemesi için gönderir. Sonuç olarak da bu tecrübe hafıza bankanızda birsonraki çağrıya kadar kilitli kalır.Bir süre sonra bu tecrübenin aynısını ya da benzerini yaşadığınızda bilinçaltı otomatik olarak hafızanızdan bu tecrübeyi çıkarır, siz de  yine aynı hisleri hissetmeye başlarsınız. Eski çıkından çıkanlar önünüze gelir, bilinçde bunu makyajlayıp size sanki farklıymış gibi sunar. Zira üzüntü, acı, depresyon, öfke ya da sevgi, mutluluk size hali hazırda sizde varolan duygular. Ancak istikametleri yaşam boyunca değişir durur. Bunu anlamak, anlayabilmek ne kadar büyük bir erdem...



Bu demek oluyor ki: Yaşamda yaşadığımız şeyler aslında hiç kontrolümüz olmayan bir kumanda merkezinden tekrar tekrar bize yaşatılıyor.
Bilinç ve bilinçaltı arasındaki bariyer oldukça güçlü. Ki bunun bize de faydası var. Negatif, zararlı etkilerin girmesini de engelliyor. Ancak aynısı pozitif animasyonlar için de geçerli. Bu güçlü bariyer tıpkı beton bir duvar gibi, çekiçle duvarı delmek gibi.





Bilinçaltının İkinci Fonksiyonu: Beden Dilini Kontrol Et.
Bilinçaltı zihine gönderdiği fonksiyonlar ile, beden dilini pençelerinin içine alır.
Zihni negatif duygular ile dolmuş kişinin beden dili çekimser bir tavır sergileyecektir.
Zihnin de saldırganlık besleyenlerin beden dili genellike koruma içgüsünü açığa çıkarır.
Yaşanılan duygular, tecrübeler zihnin hücresel seviyesi dediğimiz yer de toplanır.
Hücresel seviye biyolojik sürecimizi de etkiler.
Bu da, beden dilimize biz istemesekte yansır.
Clinton yaşadığı politik sorunlar yüzünden, bazı kürsüler de dediklerinin kaale alınmasını istediği için, elini hep kürsüye vurar veya sağ elini hep yukarıya kaldırarak konuşurdu.
Bu beden dillerini takındığı sırada, bilgili insanlar onun büyük sorunlar yaşadığını anlatmıştı bile...
Karşınızda ki kişi ile girdiğiniz münakaşa sırasında, kollarını birbirine kitliyorsa, ''seninle münakaşaya hazırım, senden korkmuyorum'' olgusunu size anlatmaya çalışıyordur.
Bu sırada bilinçaltı size karşı savunma mekanizmalarını çoktan örmüştür bile.



Bin Ladin'in sağ bacağını, solun üstüne atması ile,
Sol bacağını sağın üstüne atması bize bambaşka iki şey anlatır.
Bilinçaltını görebilmek için beden dilini okuyabilmen gerekir.
Bunun en etkili yoluda bilinçaltını oyalamak olur.
Söyledikleriniz ile, vücudunuzun ve gözlerinizin bambaşka şeyler anlatması gerekir. Bunun sonucunda bilinçaltı bunları anlamaya çalıştığı sırada, beden dili farklı şekillere bürünecektir.
İşte tam o anda karşınızdakinin sinirsel ağlarını işgal edebilirsiniz.
Çünkü bilinçaltının savunma mekanizmaları o an kalkacak, ve saldıralara karşı savunmasız kalacak.
Beden dili okumak tam da budur.
Karşındakinin, kendisinde göremediği derinlikleri görmek...
Size karşı gizlediği düşünceleri, kalıpları görebilmek.
En önemlisi de : Onu kendisinden daha iyi tanımak...

Buenas tardes !


















Yorumlar

Yorum Gönder