Buenas noches !
Olaylarla ilgili anlayışlarımız bilgi zayıflığından ziyade duygularımızın gücü tarafından çarpıtılır.
Biyolojik ve psikolojik süreç insanoğlu için can alıcı bir nokta.
Bu noktalar kontrol altına alındığında biyolojik süreçlerin davranışlara olan etkisi ölçülü şekilde olur.
Bu da bireyin en büyük gücü haline gelir.
Kontrol altına alınmadığı zaman ne olur peki ?
Antik Yunan'ın 3 büyük Tragedya yazarlarından biri olan Sofokles(Sophokles) der ki : '' Bir adamın gücü,aynı zamanda zayıflığıdır. ''
Bir terapist olsaydım, hastamın anlattıkları arkasında ki duyguların yapısını çözerdim.
Çok şişmansınız ve bir diyet uzmanına gidiyorsunuz. Kilolarınız hakkında şikayette bulunuyorsunuz, eğer zeki bir doktorsa ve yalancı değilse, öncelikle bunun biyolojik sürecine dikkat edecektir.
Sizi tahlil edecek, ve kilo almanıza neden olan duyguları bulmaya çalışacaktır.
Eğer yalancı ise, kilo sorununuza değindiğiniz de, direk evet veya hayır cevapları verecektir.
Sadece siz,midenizde ki bir ağrı başlangıcının son yediğiniz yemekle mi ilgili yoksa psikolojik bir baskının organik bir işareti mi olduğunu anlayabilirsiniz.
Neden kilo alırsınız ? Başlayalım mı ?
Öncelikle kilo almayı aşık olmaya bağlayacağım. Kafanız karışmasın.
Kilo alma konusunda,yanlış beslenme son maddelerde yer alır benim gözümde. Gözlemlerime dayanacak olursam çevremdekilerin hızlı kilo alışları belirli psikolojik süreçler sonrasında oldu.
Özellikle aşık olup kötü ayrılık sonrası genellikle tatlı tükettiklerini, ve bağımlılıklarına daha fazla sarıldıklarını gördüm.
Bunun biyolojik sürecini ve hormon salgılamasını şöyle düşünelim.
Bütün hormonları saymayacağım ama en can alıcı hormon ''dopamin'' dir. Dopaminden söz edecek olursak; kendimizi iyi hissettiren,mutlu olmamızı sağlayan bir kimyasal maddedir.Aşık olduğunuzda dopamin hormonu salgılarsınız.
Dopamin sayesinde bir süre sonra, ''serotonin'' hormonu salgılarsınız. Bu hormon da kişiye büyük bir enerji ve keyif verir.Kısacası aşık olduğunuz da salgıladığınız hormonlar sizi depresyondan ve negatiflikten korur.
Bunun sonrasında sinaps noktalar yardımı ile bilinçaltında bu hormonlar, kişinin sinir sistemine oldukça hızlı bir şekilde benimsetiliyor,ve aşık olduğunuz kişiyi bilinçaltı kutsal olarak görüyor.
...
Ayrılığın ilk evreleri, birbirinizden kopmanızı kabullenemez duruma gelirsiniz. Bunun nedeni: Bilinçaltınızın o kişiyi kutsal olarak görmesi ve o kişinin bilinciniz de bir çok yeri işgal etmesi.
O an aşıkken salgıladığınız tüm hormonların ters etkisini görürsünüz.
Güçlü hormonlar giderek zayıflaşır, sinir sisteminiz bu duruma hemen ayak uyduramaz.
Şekeriniz düşer, ve tatlıya sarılırsınız ya hemen, bunun gibi bir durum meydana gelir.
Bilirsiniz ki, salgılanan hormonların özellikleri, bazı yiyecekler de de vardır.
Uzman psikologlar aşkın insan üzerinde uyuşturucu etkisi olduğunu söyler, haklılarda.
Bu yüzden aşk için çikolata yemekten farksız derler.
Aşıkken salgıladığınız hormonlar sizi mutlu ederken, aşk acısı çektiğiniz anda da sizi mutsuz ediyor.
Kişinin sinir sistemi uyum sağlayamadığı için, aşıkken salgıladığınız o hormonların etkisini veren maddelere yükleniyor.
Gıda gibi...
Can alıcı nokta ve ayrılık sonrası insanlar neden kilo alır'ın cevabı.
Siberbilinç sizi bu konuda rüya yolu veya vücutta ani beliren bir hastalık ile gıda alımınızı seçerek yapmanız konusunda sizi uyarmaya çalışır.
Fakat asıl anlatılmak istenen, gıdaya sarılmanızın arkasında ki psikolojik neden.(Diyetisyenler buradan akıl edinsin)
Bu konuda bir hipoteziniz olursa aşk acınızı azaltabilirsiniz.
Aklı bir konuya oldukça yoğunlaştırırsanız, bilinçaltınız da kıza karşı örülen ağlarda zamanla zayıflar.
Yani cevap: Boş durmayın :)
Hormonların vücudunuz da yaptığı biyolojik süreçleri kontrol altına aldığınız an, en güçlü silahlardan bir tanesini edinmiş olursunuz.
Hepinizin aşk konusunda yaşadığı kırgınlık farklı, fakat çözümü aynı.
Adios !
Yorumlar
Yorum Gönder